Abhazya’da yabancılara daire satışı


Abhazya Devlet Başkanı Raul Hacimba, 11 Ağustos’ta hükümet yetkilileri, il ve ilçe başkanlarının katılımıyla yaptığı toplantıda “Yabancılara daire satışı kanunlar çiğnenerek yapılıyor. Devlet bu satışları takip edemiyor. Bu süreci yasallaştıralım” önerisinde bulundu.
Hacimba, Abhazya’da konut yetersizliği konusunda ciddi bir problem olduğunu, bununla birlikte savaş sonrası yıllarda olduğu gibi Abhazya vatandaşlarının Ruslara daire ve evlerini, hatta topraklarını sattığını, halbuki kanunlara göre toprak satışının yasal olmadığını ifade etti.
Hacimba, “İnsanlar kanunlara aykırı sözleşmeler yapıyor. Geçtiğimiz günlerde, düşük maaştan şikayet eden bir vatandaşla sohbet ettim. Bu kişinin akrabalarının üstüne kayıtlı gayrimenkulleri hiç de az değildi. Yabancılara konut ve toprak satışı tüm dünyada mevcut. Ama Abhazya’da bu konuda protesto yapanlar bile kanunları ezerek sıkça satışta bulunuyor” dedi.
Hacimba’a göre, ev ve toprak satışını yasallaştırmak, satışların devlet kontrolünde yapılmasını ve devlete bir miktar para ödenmesini mümkün kılacak.
Hacimba, yaptığı açıklamada, “Daire ve ev satışlarından alınacak devlet harcını, sırada bekleyenler için yapılacak yeni konutların inşası için kullanabiliriz” dedi.
Oçamçira bölge başkanı Hrips Copua ise, geri dönüşçülere verilen 580 daire ve evin, yerli vatandaşlara satıldığını açıkladı.
Polisin Çerkes Çocuklarına Sorular Sorması Aktivistleri Kızdırdı


Krasnodar bölgesinde yaşayan Çerkes köylüleri ulusal davalarına sahip çıktıkları için resmi makamlardan baskı görüyor. Okul çağındaki çocukların bile yetkililer tarafından taciz edilmesi Çerkes aktivistleri öfkelendirdi. 

Valery Dzutsev, 5 Ağustos 2015 

Krasnodar bölgesinde yaşayan Çerkes köylüleri ulusal davalarına sahip çıktıkları resmi makamlardan baskı görüyor. Okul çağındaki çocukların bile yetkililer tarafından taciz edilmesi Çerkes aktivistleri öfkelendirdi. 

Polisin çocuklara soru sormasına ilişkin ilk haber 28 Temmuz’da duyuldu. Krasnodar bölgesine bağlı Bolşoy Kiçmay köyünde polis ebeveynleri ve çocukları toplamış, Rus-Çerkes Savaşı’nın kurbanlarını anmak için düzenlenen 21 Mayıs törenine katılımlarıyla ilgili sorular sormuştu. 
Rus-Çerkes Savaşı’nın kurbanları için düzenlenen anma törenine katılan çocuklar (Kaynak:kavpolit.com)
Köy okulunun müdiresi Marzet Alieva’nın Kavkazsky Uzal sitesine verdiği bilgiye göre öğrencilerin son yirmi yıldır törenlere katılmasına rağmen yetkililer bunu ilk defa mesele yaptılar (Kavkazsky Uzel, 31 Temmuz).

Polis baskınının tatil dönemine denk gelmesine bakıldığında zamanlama da ilginçti. Polis çocuklara etkinliğe kendi istekleriyle mi yoksa ebeveynlerinin baskısıyla mı katıldıklarını ve tören hakkındaki hakkındaki düşüncelerini sordu. Soçi’de yaşayan Salih Koblev ve Şamsudin Neğuç’tan alınan bilgiye göre soruları soran polisler Çerkes kökenliydi(Caucasreview.com, 28 Temmuz). 

Çerkesler 19. yüzyıldaki Rusya istilasından önce bugünkü Krasnodar bölgesinde yoğun bir nüfusa sahiplerdi. Rus ordusunun 1864 yılında bugünkü Soçi kenti civarında Çerkes direnişçilere nihai darbeyi vurmasının ardından hayatta kalabilen Çerkes nüfus Osmanlı topraklarına sürgün edildi. Onlardan boşalan topraklara etnik Ruslar ve Kazaklar yerleştirildi. 

Rusya’nın hedefi Karadeniz’i imparatorluk gölü haline getirmekti. Çerkesler bu planın önünde durmanın bedelini sürgün edilerek ödediler. Bugün Çerkesler 5 milyon nüfuslu Krasnodar bölgesinde yüzde birin altındalar. Kuzeybatı Kafkasya güvenlik açısından – kuzeydoğu Kafkasya’nın tersine – sakin bir yer. Yani Çerkes çocuklarının polis tarafından taciz edilmesinin asayişle ilgisi yok.

Köy okulunun eski müdürü ve yerel Çerkes örgütünün başkan yardımcısı Aslan Gvashev’in Kavkazskaya Politika sitesine verdiği bilgiye göre polis topluluğu korkutmak istiyor. Gvashev “çocukların sorgulanmasından bir ay önce polis anma törenini düzenleyenlerle konuştu. Mesela bana neden anadilimde konuştuğumu, halklar arasında nefret kışkırtıp kışkırtmadığımı sordular” dedi. Gvashev’e göre yetkililer Çerkesler’i korkutmayı başaramayacak, bu davranışlar kızgınlığı artırmaktan başka bir şeye yaramayacak (Kavkazskaya Politika, 30 Temmuz). 

Polisin tutumu Krasnodar bölgesi gibi başka yerlerdeki Çerkes aktivistlerini de rahatsız etmiş durumda 
Nalçik’teki Kabardey Kongresi başkanı Aslan Beşto’nun Kavkazsky Uzel sitesine bildirdiğine göre aşırılıkla mücadele adı altında devletten para almak isteyen yetkililer huzuru kasten bozmaya çalışıyor. Beşto anma törenlerinin iptali için Çerkes önderlerle gizli görüşmeler yapıldığını belirtti ve şöyle devam etti: “Stavropol bölgesinin güneyindeki Kavminvody yöresinde Çerkes kanı dökenlerin anısına anıtlar dikiliyor. Bir yandan da tarihimizi unutmamız isteniyor”. 

Karaçay-Çerkes’den Muhammed Çerkesov Kavkazsky Uzel sitesine yaptığı açıklamada “Çerkesleri trajik tarihleri unutmaya zorlamanın ahlaki ve insani bir yanı olmadığını” dile getirdi. Çerkesov’a göre 2014 Kış Olimpiyatı’nın açılış töreninde Soçi bölgesinin yerli halkları arasına alınmamış olsalar da Çerkesler Rus devletine düşmanlık beslemiyor. “Rusya Fransa, İngiltere veya Almanya gibi tek-etnili değil, çok-uluslu bir ülke. Rusya fethettiği toprakları üzerinde yaşayan insanlarla birlikte ele geçirdi. Dolayısıyla bu halkların korunmasını gözeten bir politika izlemeli, yok edilmelerini değil” dedi(Kavkazsky Uzel, 31 Temmuz). 

“Toprakların üzerinde yaşayanlarla birlikte zor kullanılarak ele geçirilmesi” askeri fetih anlamına gelir Ama Rusya’nın resmi dilinde fethedilen halklar denklem dışında bırakılarak sadece “toprakların Rusya’ya dahil edilmesinden” söz ediliyor, böylece tarihi gerçekler çarpıtılıyor. 

Çerkesler’in tarihi gerçekleri dile getirme gibi ılımlı girişimleri bile Rusya hükümetinin sert tepkisiyle karşılaşıyor. Bu da sorunlara kalıcı çözümler bulunmasına katkı sağlamıyor. 

Ben Çerkeslerin bir eşikte köprüde olduğunu düşünüyorum ya birbirlerini köreltip yok olacaklar ya birlik olup yükselecekler .



Adıgey’e geri dönenlere hukuki yardım

Aslan-Thaşuginov

Adıgey cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamalara göre, Adıgey’e dönen Çerkeslere hukuki yardım yapılacak
Cumhurbaşkanlığı basın sözcüsü, yaptığı açıklamada, Adıgey cumhurbaşkanı Aslan Thakuşınov’un emriyle, geri dönenlere yardımcı olmak için Adıge cumhuriyeti Medya, Vatandaşlar ve Milletlerarası İlişkiler Komitesi’nin kurulacağını ve kurumda çalışacak uzmanların belirleneceğini söyledi.
Adıgey’e geri dönenlerin sayısı toplam 1600. Bunların çoğu Türkiye, Ürdün, İsrail ve eski Yugoslavya’dan geldiler. Ayrıca Suriye’den geri dönüş talebi yüksek olduğu için ve geri dönenler Rusya’da kanuni ve hukuki sorunlar ila karşılaştıkları için böyle bir hukuki hizmete ihtiyaç duyuldu. Adıgey cumhuriyeti başbakanlığa bağlı kurulacak geri dönüşçüler sosyal uyum ve hukuki yardım servis bürosu ana vatana geri dönen Adıgelere hizmet edecek.



Dünya Kırım Tatarları kongresi katılımcıları, küresel toplumun Rusya’nın 1783 yılından itibaren bugüne dek Kırım Tatarları halkını imhasını ve tarihi vatanları olan Kırım Hanlığını yok etmesini soykırım olarak tanıması çağrısında bulundu.
Özgürlük Radyosu çağrının kongrede küresel toplum ve Birleşmiş Milletlere yapıldığını bildiriyor.
2 Ağustosda kabul edilen çağrıda, Kırımın 1783'de Rusya tarafından işgalinden sonra, Rusya’nın geçmişte ve bugünde Kırım tatarları topluluğuna Kırım yarımadasını terk etmeleri için sistematik olarak baskı uyguladığı belirtiliyor.
19. ve 20. Yüzyıllar arası 1,5 milyon Kırım Tatarı anavatanlarını terk etmek zorunda bırakıldı. Sovyetler Birliği saltanatı döneminde sadece entelektüel sınıf ve manevi kültür unsurları yok edilmekle kalınmadı aynı zamanda 18 Mayıs 1948'de Kırım Tatarları temsilcileri sürgüne tabi tutuldu. Çağrıda belirtildiği üzere ; Sürgün edilenlerin trajik koşullarda, kalan Kırım Tatarları nüfusunun neredeyse yarısı ise soykırım şartları altında öldü.
Aynı şekilde çağrıda altı çizilen bir nokta ise Sovyetler Birliğinin Kırım Tatarlarının Kırıma geri dönmeden sürgün edildikleri yerlerde kalmaları için tüm imkanları kullandıkları.
Kongrenin yaptığı çağrıda şu şekilde ifade ediliyor: 'Bugünkü Rusya Federasyonu, Çarlık Rusya’nın ve Sovyetler Birliğinin 'mirasını devralarak', 28 Şubat 2014'de tüm uluslar arası normları ve insan haklarını yok sayarak, Kırım yarımadasını ilhak etti. Şimdiye kadar ve bugüne dek Rusya sistematik olarak Kırım Tatarlarının temel hak ve özgürlüklerini görmemezlikten gelen asimilasyonu hızlandırmak için baskı uygulama, cinayet, hapis cezası, direniş gösteren ve uygulamalara karşı duranları sürgün etme poltikalarını izlemeye devam ediyor.
UNİLAN sitesinin notu: Dünya Kırım Tatarları Kongresi 1-2 Ağustos arası Türkiye’nin başkenti Ankara’da gerçekleştiriliyor. Etkinlik, Kırım Tatarları aktivistlerinin Rus güvenlik servisinin takibinden dolayı, Kırım Tatarlarının anavatanları Kırımda düzenlenmiyor. Aynı şekilde Kırım Tatarları liderleri Mustafa Cemilev'in ve Rıfat Çeburov'un yarımadaya girişleri yasaklanmıştı.
2014 yılının Mart ayında Rusya Kırım'ı ilhak etmişti. Ukrayna ve Batı bunu tanımayarak bölgeyi Ukrayna toprakları olarak kabul ediyor.