GİLAHSTANE'DE YAŞANMIŞ OLAYLAR

0 Yorum

GİLAHSTANE'DE YAŞANMIŞ OLAYLAR

GENÇLER İŞTAH EDİP AKİFİYE'YE DÜĞÜNE GİTMİŞLER

1980 li yılların serin bir sonbahar akşamı, Karakuyan köyünden bir, Yantepe Köyünden üç, Kuzutepe Köyünden bir, Tahirbey Köyünden bir ve Soğuksu köyünden bir genç olmak üzere toplam 7 kişi bir araya gelirler.

Gençlerimiz nevalelerini hazırlar ve güzel bir çeşme başına geçerek eğlenceli bir akşam yemeği yerler.

Akşam yemeğinden sonra kafaları hafif çakır keyif olan gençler pekde alışık olmadıkları bir kararda anlaşırlar.

Bizim bölgelerden Akifiye (Andırın) tarafında yapılan düğünlere pek giden olmaz.

Ancak gençlerimiz Akifiye'de düğün olduğunu duymuşlardır.

Büyük bir iştahla Akifiyede yapılacak düğüne katılmaya karar verirler.

Gençlerden birirsinin taksisisne balık istifi gibi doluşarak yola çıkarlar.

Göksun'dan Değirmendere - Geben güzergahından Akifiye'ye doğru ilerlemeye başlarlar.

Ancak akşam yemeği ve içecekler nedeniyle yolda sık sık mola vermek zorunda kalırlar.

Gece de büyük bir ay ışığı da vardır.

Seyahat esnasında yine mola vermeleri yönünde talep üzerine araç durdurulur.

Arabada bir hayli sıkışık durumda seyahat eden gençler, arabanın durması ile birazda ihtiyaçlarını acele gidermek için hemen araçtan aşağıya inmektedirler.

Aracın durması ve dışarda ay ışığının yansıması ile zemini tozlu yol gibi gören gençler hızla arabadan aşağı inerler.

Ancak aşağı inen gençleri büyük bir sürpriz beklemektedir.

Araba neredeyse bir göl içerisinde durmuş gibidir.

Araba neredeyse kapı hizasına kadar çamurlu bir su içerisinde durmuştur.

Arabadan inerek suya basmış olan her genç büyük bir adımla ileri fırlamakta böylece çamurlu sudan dışarı çıkacağını düşünmektedir.

Ancak her adım atışta bir daha çamurlu suya basmaktadır.

Böylece sıçrayarak cup cup cup diye sıçrayarak yaklaşık 9 - 10 adımda sudan kurtulabilmeyi başarırlar.

Düğüne gitmek üzere süslenmiş olan gençler resmen çamur banyosuna girmiş gibi olurlar.

Araçlarını da zorla çamurdan çıkaran gençler, çamur içerisinde kalan kıyafetleri ile arabaya doluşarak tekrar yola koyulur ve Akifiye'ye ulaşırlar.

Ancak gecenin serinliği ve girdikleri çamurlu soğuk suyun etkisiyle bir hayli de üşümüşlerdir.

Bu durumda Akifiye'ye ulaşan gençler bir eve misafir olurlar.

Ev sahibi gençlere elbiselerini kurutabilmelerive ısınabilmeleri için sobayı yakar, Fakat bu arada köyde yapılan düğünde bitmiştir.

Düğün sahibi bir genç, misafir gençlerin yanına gelerek;

Göksun'dan yola çıkarak bu kadar eziyetle buraya kadar geldiniz, ancak akordiyoncumuzun mazereti nedeniyle düğünü erkenden bitirdik.

Başka da akordiyonumuz ve akordiyoncumuz olmadığı için düğün yapamıyoruz, diye açıklama yapması üzerine, gençlerimiz;

Bu sorun değil bizde sabaha kadar ağzı ile mızıka çalarak düğün yaptıracak elemanımız var diye cevap verirler.

Bu cevap üzerine şaşıran düğün sahipleri biraz da tereddüt içerisinde gençleri tekrar toparlayarak, hava serin olduğu için kapalı bir mekanda tekrar düğün halkasını kurarlar. 

Böylece misafir gençlerden birisi ağzı ile mızıka çalarak düğünü başlatır.

Gençlerimiz de kıyafetleri çamurdan renk değiştirmiş bir şekilde düğüne katılırlar, ancak kıyafetlerinin kiri nedeniyle ilk başta ön sıraya durmak istemezler

Ancak düğün bu gençler onuruna yapıldığı için mecburen ön sıralara dizilirler.

Neredeyse kahverengi tek tip bir kıyafete dönüşmüş elbiseleri ile düğünü yaparlar.

Akifiye'lilerin kendilerine;

Neden hepiniz de çamura saplandınız? Sorusuna makul ve mantıklı bir cevapta bulamazlar.

Böylece şen şakrak bir halde, sabaha kadar düğün yaparlar. 

Bu olayın kahramanlarından ebediyete intikal etmiş olanlara Allah'tan rahmet hayatta olanlara ise sağlıklı uzun ömürler dilerim.

Selam ve saygılar…




Benzer Yayınlar

Hiç yorum yok: